1885’te Lumiére Kardeşlerin Paris’te ilk film gösterimlerini yapmalarından bir yıl sonra, 1886’da sinema Türkiye’ye de gelmiştir. Ancak Türkiye’de sinemanın ilk yılları, yabancı film gösterimleri şeklinde olmuştur. Fuat Uzkınay’ın 1914 yılında çektiği “Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı” isimli belgesel film, ilk Türk filmi olarak kabul edilmektedir. Cumhuriyete kadar geçen dönemde Birinci Dünya Savaşı ile ilgili haber filmleri ağırlıktadır; bununla birlikte öykülü filmler de çekilmiştir.
Tiyatro sanatçısı Muhsin Ertuğrul, 1922 yılında kurulan ilk film şirketinin başına getirilmiş ve çektiği filmlerle 1950’lere kadar Türk sinemasının en önemli ismi olmuştur. Muhsin Ertuğrul sinemasında tiyatronun etkileri açıkça görülmektedir. Otuzu aşkın filmi arasında başlıcaları; Kurtuluş Savaşı’nı konu alan ‘Ateşten Gömlek’ (1923), ilk sesli Türk filmi olan ‘İstanbul Sokakları’ (1931) ve “Bir Millet Uyanıyor”dur (1932). Ertuğrul’un 1933’te çevirdiği ‘Söz Bir Allah Bir’ ile sinemaya adım atan Cahide Sonku ise ilk Türk kadın oyuncusudur. Bir yıl sonra çekilen ‘Aysel Bataklı Damın Kızı’ (1934), Sonku’ya ün getiren filmdir.
1950’lerden sonra Türk sinemasının tiyatro etkisinden kurtulduğu ve yavaş yavaş bir sinema dilinin oluştuğu görülmektedir. Ömer Lütfi Akad’ın 1952 tarihli ‘Kanun Namına’ adlı filmi; anlatış tarzı, oyuncuları ve çevrildiği mekânlar ile Türk sinemasında bir dönüm noktası olmuştur. Lütfi Akad’la birlikte Metin Erksan, Halit Refiğ, Ertem Göreç, Duygu Sağıroğlu, Nevzat Pesen ve Memduh Ün gibi yönetmenler, daha çok toplumsal sorunlara yönelerek başarılı filmler üretmişlerdir. Metin Erksan’ın yönettiği ‘Susuz Yaz’ (1963), Berlin Film Festivalinde ‘Altın Ayı’ ödülünü alarak uluslararası alanda ilk başarıya ulaşmıştır.
1960’lı yılların sonlarından itibaren televizyonun varlığı sinemayı olumsuz etkilemiştir. Bu dönemin önemli yönetmenleri arasında Yılmaz Güney, Atıf Yılmaz, Süreyya Duru, Zeki Ökten, Şerif Gören, Fevzi Tuna, Ömer Kavur, Ali Özgentürk yer alır. 1970’li yıllarda sinema daha çok sosyal ve ekonomik sorunları işlerken, 1980’lerde kadın konulu ve psikolojik filmler ağırlık kazanmaya başlamıştır.
1990’lı yıllarda sinema, daha az sayıda ama daha nitelikli filmlerin çevrildiği bir döneme girmiştir. Üniversitelerin sinema eğitimi vermeye başlaması, bilinçli yönetmen ve oyuncuların yetişmesi, devletin sinema sanatını desteklemesi bu gelişimin nedenleri arasındadır. 1960’ların sonundan itibaren giderek televizyona ya da yabancı filmlere yönelen sinema seyircisi, 90’ların ikinci yarısından itibaren Eşkıya (Yavuz Turgul, 1995) ve Hamam (Ferzan Özpetek, 1995) gibi filmlerle Türk sinemasına yeniden ilgi göstermeye başlamıştır.
Günümüzde Türk-yabancı ortak yapımlarının çoğalması da Türk sinemasının gelişimi ve değişiminde etkili olmaktadır. Nuri Bilge Ceylan, Fatih Akın, Ferzan Özpetek, Abdullah Oğuz ve Semih Kaplanoğlu; son dönemde çektikleri filmlerle uluslararası başarılara imza atmışlardır. Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Uzak’ adlı filmi, 2003 yılında Cannes Film Festivalinde ‘Büyük Jüri Ödülü’nü alırken; adını ‘Duvara Karşı’ (Gegen Die Wand, 2004) ile duyuran Fatih Akın, ‘Yaşamın Kıyısında’ (2006) ile 2007 Cannes Film Festivali ‘En İyi Senaryo’ ödülü ve ‘Özel Ekümenik Jüri Ödülü’nü almıştır. 44. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde ‘En İyi Film’ seçilen Yumurta (Semih Kaplanoğlu, 2007) ve Abdullah Oğuz yönetmenliğindeki ‘Mutluluk’ (2007) birçok uluslararası festivalden ödüllerle dönmüştür.
Türk Sinemasında İlkler
İlk sinema gösterimi Yıldız Sarayı’nda yapıldı. (1896)
Sürekli film gösterilen ilk salon Beyoğlu’nda Sigmund Weinberg tarafından Cinema Pathe adıyla açıldı (1908).
İlk Türk filmi Fuat Uzkinay tarafından çekilen ‘Ayastefonos’daki Rus Abidesinin Yıkılışı’ (1914).
Afişi basılarak yurdışına satılan ilk Türk filmi Binnaz oldu (1919).
İlk konulu Türk filmleri Sedat Simavi tarafından çekilen ‘Pençe’ ve ‘Casus’ (1917).
İlk özel yapım şirketleri Kemal Film (1922) ve İpek Film (1928).
İlk sesli Türk filmi ‘İstanbul Sokaklarında’ Muhsin Ertuğrul tarafından çekildi (1928).
İlk sansür yönetmeliği Mussolini’nin sansür yasasından esinlenerek hazırlandı ve yürürlüğe girdi. (1939).
İlk film festivali ‘Yerli Film Yapanlar Cemiyeti’ tarafından düzenlendi. ‘Unutulan Sır’ adlı film en iyi film seçildi. En iyi kadın oyuncu ödülünü Nevin Aypar, en iyi erkek oyuncu ödülünü Kadri Erdoğan aldı (1948).
Tiyatro etkisinden çıkan ilk film Kanun Namına’yı Ömer Lütfi Akad çekti (1952).
İlk renkli Türk filmi Halıcı Kız Muhsin Ertuğrul tarafından çekildi (1953). Aynı zamanda Muhsin Ertuğrul’un çektiği son filmdi.
Metin Erksan’ın ‘Aşık Veysel’in Hayatı’ adlı filmi Sansür Kurulu tarafından yasaklanan ilk film oldu.
İlk uluslararası ödülü Metin Erksan’ın yönettiği ‘Susuz Yaz’ aldı. Film Berlin Film Şenliğinde ‘Altın Ayı’ büyük ödülünü aldı (1964).
Köy hayatını işleyen ilk Türk filmi Beyaz Geceler’i Lütfi Akad çekti (1965).
1970’li yıllardan 1985’ li yıllara kadar Türk sineması TV etkisiyle bir kriz dönemine girer ve erotik Türk sineması ile sex furyası donemi başlar. 1990 ve 2000’li yıllarda ise krizden kurtulma ve gerçek öykülere dayali realist Türk sinemasına doğru adımlar atılır.
Aslında Türk sineması Türk tiyatrosundan doğarak gelişmiş fakat Türk sinema tarzını ve dilini yaratamamıştır. Bir Fransız ve Rus film tarzından bahsedilebilir. Fakat Türk sinema dili ve tarzından şimdilik bahsetmek mümkün değil. Aynı şekilde Türk sinema platformu ve alanlarında da yetersizlik olduğu bir gerçektir.
“Türkiye’de Sinema’nın Tarihi Gelişimi” için 50 yanıt
ÇOK GÜZEL
ne çok mu güzel midem bulandı ve çok uzun
bence yeteri bilgi var çok güzel
çok güzel bir anlatım beğendim
bence yeterli bilgi var çok beğendim
ama çok uzun olmuş okunmuyor.
Ödevimde yardımcı oldu çok teşekkür ederim.
yeterli bilgi var ama çok uzun ya
bencede çok uzun ama beğendim uzun olmasa daha güzel olurdu !!!
çok bilgilendim saolun
bence malesef çok yetersiz,
bence çok uzun ama çok bilgili:):)
çok bilgili:) ama uzunn:(:):)
Türkiyeden eskiden ne güzel sinema oyuncuları vardı şimdi nerdeeee onlar
yyyyuuuuuuuuhhhhhhhhhhh çok uzun nasıl yazim
bence çokuzun ama çok bilgili
ödevim için harika bir bilgi içeriyor
ödevime yardımcı oldu ama çok uzun
ulan hepizde aynı yazmısız
bence çok uzun ama benim ödevime çok yardımcı oldu 🙂
anladım ki 1896 yılında ilk sinema ülkemize geldi 🙂 😀 :>)
bbbbbbbbööööööööööööö
bencede uzun biraz özet olsaydı iyi olurdu ama yinede bilgilendim iyi oldu 🙂 😀 xD
herkes ödevi için mi açtı bu sayfayı acaba? 😀 😀 😀 😀 😀
ÇOKK UZUNNNN,
bence herkesin bilgisi için açılmış olan bir şey. o zaman diyelim bu olmasaydı veya diğeri çok uzun olucaktı):)
çok uzunn iğrençççççççç……
çoook güzel(:
(:(:(:(:(:(:(:(:(:(:(:(:(
harikaaa
ay oku oku bitmiyo desem yalan
çok uzun özeti yok mu???????????????????????????????
bu ne lan upuzun ben bunu yazana kadar ödevin süresi geçer :))) :((( bi yandan seviniyorum :))) bi yandan üzülüyorum :((( çünkü yeterli bilgi var ama tekrar çoooooooooooooooooook uzuuuuuuuuuuuuuuuun
sana katılıyorum bilim kurgucum
çooooooooooooooooooook uzun ve iğrenç
çk iğrenç uzun,sıkıcı,yazması uzun sürüyo ama ödevim için bu 5 demektirr 😀
ovv yeahhh çokkk kısaydı benim yapacağım şey 2 cümle
bence arkadaşlar derslerimizi yapmamız için var bir öğrençi internetten ödevi var ve interneti açıp yazdı ve bilgi cıktı uzun olduğu için yazmadı öğretmen napar o çocuğu ceza verir bence çok güzel uzun olsada yazmamız gerekir arkadaşlar ben upuzun bilgi cıktı kaç satte yaptım biliyormusunuz 2 satte yaptım çok güzel bilgiler ben beğendimmmmmmmm?–
benim şimdi bu konuyla ödevim var ve uzun yazmama lazım çünkü ödev arkadaşlar
benim ödevime hep yardımcı olur konular
benim ödevlerime yardım eder bu konu
benim ödevim var ve şimdi yapıyorum arkadaşlar?
hepinizin yorumu saçma bence sinema güzel
Çok Güzeldi Ama Çok Uzundu 3 Saatimi Aldı 🙁
Ne Uzun Öle :(((((
uzun diyenler özetlemeyi bilmiyo mu
😛
bence abartı
zahmetin icin saol fakat baya eksik olmus sinema ulkemizde pek deger gormemis gelisimi cok yavas okmus bunuda anlatmak gerekir…
süper yazıydı, gerekli bilgilerle dolu işe yarar
bence çok bilgi verici olmuş